Çin, dünyanın en iyi arabalarını üretme yolunda ilerliyor

Read this article in English

Xpeng G3

Xpeng’in G3 elektrik modeli, en üst düzey Çin mühendisliğinde öncülük ediyor. Sipa ABD/Alamy

Avrupa ve diğer batılı ülkeler , bir yüzyıldan fazla bir süredir otomotivde mükemmelliğe hakimdirler. Gerek Wolfsburg’ dan bir Volkswagen’in kapısının tatmin edici bir şekilde kapanması, gerek Modena’dan bir Ferrari’nin güzelliği olsun, bu markalar ikoniktir ve üreticileri için büyük kazanç sağlarlar. Güvenilirliği düşündüğümüzde, Almanlar ve ardından Japonlar ilk akla gelir ve bunu başarmışlardır. Fakat bu başarıya güvenerek rahatlarsan, diğer girişimcilerin senin seviyene ulaşması muhtemeldir.

Çinliler geleneksel anlamda tam olarak bu alana yeni başlamış değillerdir: Amerika’yı geride bırakarakdünyanın en üretken otomobil üreticileri haline geleli on yıldan fazla olmuştur. Ancak 2008’de bu dönüm noktasına ulaşmasına rağmen, Çin’in arabaları hâlâ çoğunlukla ucuz batı araçlarının klonlarıydı.

Ancak günümüzde, Çin tartışmasız dünyanın en iyi arabalarını üretiyor ve otomobil imalatına hakim olma yolunda ilerliyor. Peki bu nasıl gerçekleşti ve batı ülkeleri bu alandaki tacını yeniden kazanabilecek mi?

Avantajlı olan, Pekin

Otomobil üretiminde mükemmellik merkezi, 1900’lerin başında Avrupa’dan, Detroit’in dünyanın otomobil devi olarak büyümesiyle ABD’ye taşındı. 1980’ler ve 1990’lar, Japonya ve Güney Kore’nin bu alanda öne çıktığı görülse de, Volkswagen’in Toyota’yı üretim bazında bir numaralı üretici olmak için düelloya davet etmesiyle, Avrupa yeniden yükselmiştir. 

Her kıta, Avrupa’daki güvenlik inovasyonundan, ABD’deki hacimli üretime ve Japonya’daki yalın üretime kadar süreç boyunca kendi stiliyle katkıda bulundu. Örneğin, 1990’larda zorlu iş koşullarıyla karşı karşıya kaldığında Alman menşeili Porsche’yi kurtaran, Toyota’nın üretim sistemleriydi.

Çin, bu farklı dönemlerde kademe kademe otomatik üretim yeteneklerini geliştirdi. Çin’in devlete ait şirketleri, 1980’lerde General Motors ve Volkswagen gibi batılı üreticilerle ortak girişimlerde benzer düzenlemelere vardı.  Bundan önce, 1950’lerde lisanslı Sovyet tasarımı ticari araçlar üretmeye başladı. Bu durum kısa bir süre sonra, Çin’in çok daha iyi tasarlanmış ve daha sofistike araçlar üretmesine ve yolların batılı klonlarla dolmasına sebep olmuştur. 

Pekin’in yoğun trafiği. Sueddeutsche Zeitung Fotoğraf/Alamy

Eğer bu durum, Çin’i istikrarlı bir şekilde dünyanın bir numaralı otomobil üreticisi konumuna ulaşmasını sağladıysa, şimdi daha da iyiye gitmesi mümkündür. Herhangi bir otomotiv üreticisinin hedefi, mümkün olduğunca en düşük fiyata, olağanüstü kalitede araçlar üretmek ve aynı zamanda alıcısını yenilikçi özellikler ve iyi tasarımla memnun etmektir.

Kaliteli bir araç, hem temel güvenilirlik hem de üretim kalitesi olarak tanımlayacağımız özelliklerle ilgilidir. Bu özellikler; araçtaki son dokunuşlar,  boyadaki nizam, araçtaki çeşitli panellerin simetrik olarak dizilmesi ve hatta –Volkswagen’in savunduğu gibi– kapıların kapandığındaki çıkardığı sesin tatmin ediciliğidir. 

Japon ve Koreli araçlar güvenilirliğe egemen olurken, seri üretim otomobiller için üretim kalitesi egemenliği Almanlarda ve lüks uçta her ne kadar ironik bir şekilde Almanlara ait olsalar da, Rolls-Royce ve Bentley gibi İngiliz isimlerdedir.

Son zamanlarda olgunlaşma ve gelişme avantajına sahip olan Çin, şimdi her iki cephede de büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Her yeni üretici, araç üretmeyi öğrenirken, daha önce yaşanan tüm öğrenme ve teknik gelişmelerden kazandıkları tecrübelerden faydalanırlar. Öncü üreticiler, sıfırdan üretmeye başlayarak sonrakiler için zemin oluştururlar. Bu durum oldukça büyük emek ve yatırım gerektirir. Örneğin, birçok ABD otomobil fabrikası 1950’lerde ve hatta daha önce inşa edilmiştir.

Çin, aynı zamanda, doğru fiyata araba üretmek için de iyi bir konumdadır. Nispeten düşük ücret ödediği halde ülkenin güçlü üretim kültüründe yetişmiş milyonlarca kalifiye işçiye sahiptir. Nitelikli işçiler, daha az düzenleme ve yeniden inşa gerektiren araçlar ürettikleri için, otomotiv maliyetlerini azaltmak açısından oldukça öneme sahiptirler.

Şanghay’daki Tesla Gigafactory: 5’i bitti, 1.995 kaldı. Xinhua/Alamy

Ayrıca Çin, dünyanın en büyük nakliye limanı olan Şanghay’a yakın birçok otomobil fabrikası ile mükemmel nakliye bağlantılarına sahiptir. Buna Tesla’nın dünyanın en büyük tesislerinden biri olan ve günde yaklaşık 2.000 araba üretebilen gigafactory de dahildir. Ürünü üretip, ithal etmek ve müşteriye hızlıca ulaştırmak , üreticinin daha hızlı gelir elde etmesine yol açacağından maliyeti düşürür. Aynı zamanda, Çin’in halihazırda diğer ülkelere otomobil parçaları ihraç ederek devasa tedarik zincirine sahip olması önemli rol oynar. Bütün bunlar, başka hiçbir yerde olmayan ve kopyalanması zor olan Çin’in devasa ekonomisine katkıda bulunur.

Nöbet Değişimi

Kabul etmek gerekir ki, son on yılda bazı Çinli araçlar, batılı alıcılar tarafından beklenen tasarıma veya performansa sahip olmadığından Avrupa’daki üretici kurumları endişelendirecek kadar çok satış elde edemedi. Ancak bu durum hızla değişiyor. Volvo’ya ait olan Polestar gibi girişimciler, mükemmel yapı kalitesi ile batılı alıcıların talep ettiği güvenlik özellikleri, tasarım ve performansı birleştiren araçlar üretiyorlar. Tesla Model 3 genel olarak en büyük satış oranlarına sahip olsa da, Polestar 2 elektrikli SUV satışları zaman zaman İsveç ve Norveç’te Tesla Model 3’ü geride bıraktı.

Özellikle hem batıda hem de Çin’de üretilen araçları karşılaştırmak oldukça aydınlatıcıdır. Tesla’nın Model 3 ve Model Y arabaları hem ABD’de hem de Çin’de üretildi ve Avrupa’daki sahipleri Çin versiyonlarının daha iyi olduğunu bildirdiler. Özellikle oldukça büyük öneme sahip olan panel boşluklarının daha dar olduğunu ve tamirhaneye daha az ziyaret gerektirdiklerini duydum. 

Polestar ve Tesla’nın ikisi de çok modern fabrikalara sahip ve tamamen elektrikli araçlardır. Avrupa’ya geri ihraç edilmek üzere Çin’de üretilen bir başka elektrikli SUV olan BMW’nin iX3’ü gibi, her ikisi de batıda tasarlandılar. Polestar ve Tesla gibi, iX3 de diğer avantajların yanı sıra Çin’in elektrikli araç bataryalarında ki tedarik zincirinden yararlanıyor.

Nio eT elektrikli sedan Şanghay’da görücüye çıkıyor. Xinhua/Alamy

Yine de Çin’de tasarlanan ve üretilen araçlar tasarımlarında Avrupa’dan çok geride olmamakla birlikte, Avrupa pazarlarını istila etmeye başlıyor. Xpeng, yalnızca elektrikli araçlar üreten Çinli girişimcilerden biridir. Çin’de yaptığı satışlardan olumlu sonuç aldıktan sonra, G3 modeliyle Avrupa’ya ilk hamlesini Norveç üzerindenyapıyor. Kompakt SUV olarak bilinen bu nispeten küçük olan SUV’ler  prestijli haber kaynakları tarafından olumlu yorumlar almıştır. Bunun yanı sıra Nio, tamamen elektrikli araç üretiminde küresel bir isim olma yolunda büyük adımlar atan başka bir Çinli üreticidir. 

Her ne kadar tamamen Çin tasarımı olan bu arabaların piyasada iyi bir yer edinmesi için erken olup, jeopolitik faktörlerin ilerlemeyi olumsuz etkileme ihtimali olsa da, nihayetinde Çin’in bunu başarmak için gerekli olan tüm bileşenlere sahip olduğu görülmektedir. Otomotiv sektöründe bir sonraki devrim, benzinli ve dizel araçların elektrikli araçlarla değiştirilmesidir. Çin tüm bu avantajlara sahip olmakla, bu değişime öncülük edebilir ve sonunda dünyanın en iyi arabalarının yuvası haline gelebilir.

Hava kirliliğine yol açan SUV’ler (Spor Amaçlı Arazi Araçları) önümüzdeki 20 yıl boyunca yollarda olacak – Peki onlarla ne yapmalıyız?